TARİH TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
ADLİ:
"Adil". II. Bayezid, III. Mehmed ve II. Mahmud'a verilmiştir. AĞA : "Komutan". Ordudaki kıdemli
görevlilere ve Yeniçeri ağası ve Kızlar ağası gibi saray korumalarına verilmiştir. AHRETLİK
: "Manevi evlat". Dürrüşehvar'a verilmiştir. AK BAŞLI : "Ak başlıklı". Aktimur'a
verilmiştir. ALP : "Kahraman asker". Daha çok ilk dönemde kullanılmakla beraber kabilevi yapılanma
sona erdiği dönemde de kullanılmaya devam edilmiştir. AMCAZADE : Amca çocuğu. AVCI : IV.
Mehmed'e verilmiştir. Hayatındaki en önde gelen uğraşısı idi. Edirne civarında kendisini
bu iptilaya kaptırmıştı. BAHİR : "Denizci" BAHTİ : "Talihli". I. Ahmed'e verilmiş
ve onun tarafından şiirlerinde maslah olarak kullanılmıştır. BAŞ : "Lider", "Başkan".
Baş-Çuhadar" veya "Kapıcı-başı" gibi genellikle diğer ünvanlarla beraber kullanılmıştır.
BEDROS : "Kurnaz". Genel bir Ermeni adıdır BEY : "Efendi", "Şehzade". Zamanla bu ünvan değerini
kaybetti ve daha ziyade İngilizce'deki esquire gibi nezaket ünvanı haline geldi. BEYCEĞİZ : "Küçük
Şehzade" BEYLERBEYİ : "Bölge Valisi". Büyük eyaletlerin idarecisine verilmiştir. BEYZADE : "Şehzade
oğlu". Padişahların kızlarının oğullarına verilen ünvandır. İlk dönemlerdeki
"Sultanzade" ünvanının yerini almıştır. BIYIKLI : "Sakallı" BOŞNAK : "Bosnalı"
CEDDÜ'L OSMAN: "Osmanlıların Babası".Süleyman Şah'a verilmiştir. CEMCA : "Cemşid
gibi güçlü". Sultan için Doğu dillerinde kullanılan bir ünvan. CİHANDAR : "Dünyanın Efendisi".
III. Selim'e verilmiştir. CİVAN : "Genç". 2138/ Mehmed'e verilmiştir. ÇAKIRCI : "Şahinci"
ÇAVUŞ : "Rütbeli Er", "Haberci" ÇELEBİ : "Beyefendi". "Kibar Efendi", "Genç Efendi". II. Mehmed
dönemine kadar padişah oğullarına verilen ünvandır. Ayrıca I. Mehmed'e de özellikle verilmiştir.
ÇELEBİ SULTAN : "Kibar-Şehzade". 1594 yılına kadar sancak valisi olan padişah oğullarına
verilmiş olan ünvandır. ÇUHADAR : "Kahya". DAMAD-I ŞEHRİYARI : "Padişah Damadı".
Padişahların kızlarıyla evlenenlere verilen ünvandır. Ancak bu sadece babasının saltanatı
döneminde evlenen kızların kocalarına uygulanmıştır. Ayrıca aynı isimlerdeki birkaç
veziri seçmek için de bu ünvan kullanılmıştır. DAYE : "Süt Anne" DELİ : I. Mustafa
ve İbrahim'e verilmiştir. DİVİTDAR : "Yazma kutusunu taşıyan" DOĞANCI : "Doğan
yakalayıcısı" DÜZME(CE) : "Sahte". Kendi adına çıkan isyan döneminde ve aslı konusundaki
şüpheye ifade etmek üzere Mustafa'ya verilmiş ünvandır. EBU'L FETH : "Fethin babası". II. Mehmed'e
verilmiştir. EFENDİ : I. Abdülmecid döneminden itibaren padişah oğullarına verilen ünvandır.
Ayrıca tarikat üyeleri arasında da bir dereceyi gösteren tabirdir. EĞRİ : "Eğri-büğrü".
Topal olan Cihangir'e verilmiştir. EĞRİ FATİHİ : III. Mehmed'e verilmiştir. EMİR
: "İdareci", "Şehzade". Yarı bağımsız idareciler için kullanılmıştır.
Ayrıca Selçıklulara bağımlı olduğu süre zarfında I. Osman için kullanılmıştır.
1402-1413 arasındaki Fetret Devri esnasında I. Bayezid'in oğullarından birinin açık şekilde
üstün idareci olmadığını göstermek için yeniden kullanılmıştır. EMİRÜ'L MÜ'MİNİN
: "Müslümanların İdarecisi". Halifeye verilen isimlerden biri olup I. Selim'in Mısır seferinden sonra
Osmanlı padişahlarına da verilmiştir. FAHREDDİN : "Dinin öğüncü". I. Osman'a verilmiştir.
FATİH : İstanbul'u fethinden dolayı II. Mehmed'e verilmiştir. FATİH-İ BAĞDAT
: "Bağdat'ı fetheden" IV. Murad'a verilmiştir. FRENK : Frank. Başlangıçta Fransa'dan
gelenler için kullanılmışken oldukça genişletilerek herhangi bir Avrupa ülkesi için de kullanılmıştır.
GAZİ : Daru'l Harbde savaşan kişilere ve Hristiyanlara karşı alınmış zaferlerdeki
askerlere verilen ünvandır. Özellikle de O. Osman, Orhan, I. Murad, I. Bayezid, II. Mehmet ve IV. Murad için kullanılmıştır.
GENÇ : II. Osman'a verilen isimdir. GÖZDE : Padişahın cariyeleri için kullanılmıştır.
GÜREŞÇİ : Güçlü olduğu için I. Mehmed'e verilmiştir. "Güreşçi" mi "Kürüşçü" mü olduğu
şeklinde bir şüphe var ise de, doğru şekli "Güreşçi" şeklindeki Padişah için kullanımıdır.
GÜVEY : "Damad" GÜZELCE : "Yakışıklı" HACE, HACİ : "Hacı". Hace kadınlar
için, Hacı erkekler için kullanılan formudur. Mekke'de Hac görevini tamamlayan kişiye verilen ünvandır.
HADİMU'L HARAMEYNİ'Ş ŞERİFEYN : "İki mübarek şehir olan Mekke ve Medine'nin koruyucusu".
I. Selim'e 1517'de Mekke Şerifi tarafından bu şehirlerin anahtarı gönderilmek suretiyle verilmiş
bir ünvandır. HAFIZ : "Kouyucu". Genişletilmek suretiyle Kur'an'ı ezbere bilen kişiye denilmiştir.
HAKANİ : "Emperyal" HAKANÜ'L BERREYN VE'L BAHREYN : "Karaların ve Denizlerin Hakanı". Padişahın
gücünün ihtişamını ifade eden ünvanlardan biridir. HALİFE : Son Abbasi Halifesinin 1538'de ölümüne
kadar halifeliği elinde tuttuğu şeklindeki birtakım düşüncelere rağmen 1517 yılında
Halifeliğin I. Selim'e ve onun mirasçılarına geçmesi, İslam'da önemli ölçüde sert tartışmalara
neden olmamıştır. Cam. Mod. Hist., 91'de: "Hilafet İslam'ın temel prensiplerinden biridir ve bütün
Müslümanlar tek bir imam tarafından idare edileceklerdir. Ayrıca İmam'da Hz. Peygamber'in kabilesi olan Kureyş'ten
olacaktır. 1517 yılında İmamlık, Haşimoğullarından Mehmed Ebu Cafer'in güçsüz ellerindeydi
ve halifeliği Kahire Sarayı'nda sembolik olarak devam ettiriyordu. Abbasilerin en son halifesi olarak Sultan Selim
lehine halifelikten feragat etti. bu biçimsel geçiş, Kureyş kabilesine mensup olmamakla birlikte Türk sultanlarının
Müslümanların idarecisi veya İmamı olmalarının temeli oldu. Halifeliğin Osmanlılara geçişi,
Mekke Şerifi'nin Kabe'nin anahtarlarını Selim'e göndermesi, böylece Selim'in Mukaddes Beldeler'in koruyucusu
olmasıyla halifeliğin tanınması onaylanmış oldu" der. S. Lane Po HAN : Kırım
idarecileri için kullanılmıştır. II. Selim tarafından torunu İbrahim'e verilmiştir. HANÇERLİ
: "Hançer taşıyan" HANIM SULTAN : "Prenses Hanım". Padişahların kadın tarafından
kız torunlarına verilen ünvan. HANTAL : "Beceriksiz" HASEKİ SULTAN : "Gözde Prenses". Erkek
evlat doğurmuş olan padişah gözdelerine verilen ünvan. Genellikle ilk dört veya altı anne ile sınırlanmıştır.
HASEKİ KADIN : "Gözde Kadın". Padişah kızlarının annelerine verilmiştir. HATUN
: "Hanım". İlk dönemlerde, son dönemlerdeki Valide Sultan yerine padişahın nikahlı eşlerine
verilen ünvandır. HEZARPARE : "Bin parça". Ölümünden sonra kendisine yapılan suikasde işaret etmek
için Ahmed'e verilen ünvandır. HÜMAYUN : "Padişaha ait". -Devlet kuşu, saadet anlamına gelen-
"Hümay"dan alınmıştır. HÜNKAR : "Hükümdar" I. Murad ve II. Mehmed'e verilen ünvan. HÜDAVENDİGAR:
"Hükümdar", "Bey". I. Murad'a verilmiş ve daha sonra da Bursa Sancağı içinde kullanılmıştır.
Yine Orhan ve II. Murad için de kullanılmıştır. İKBAL : "Talih". Haremde ilk rütbe ilerlemesi.
İLHAMİ : "İlham alan". III. Selim'e verilen ünvandır. KALAYLIKÖZ : "Beyaz Fındık"
KANBUR : I. Mahmud'a verilmiştir. KANLI : Politikasını ima için II. Abdülhamid'e verilmiştir.
KANUNİ : "Adil". II. Mehmed'e ve özellikle de I. Süleyman'a verilmiştir. KAPUDAN PAŞA : "Amiral".
Osmanlı donanmasının başındaki kimseye verilmiştir. KARA : I. Osman ve birçok kişiye
verilmiştir. KEHLE-İ İKBAL : "Talih bitti" KETHÜDA : "Kahya". KOZHEYCİ : "Fındık
satıcısı" KÖSE : "Sakalsız" KRAL : Sırp ünvanı. KUL : "Köle". KULOĞLU
: "Köleoğlu" KÜRÜŞÇÜ : "Yay gerdiren". Bir sanatta pir kabul edildiği için I. Mehmed'e verilmiştir.
LALA : "Terbiyeci". Özellikle hem sarayda, hem de tayin edildikleri sancak valiliklerinde genç şehzadeleri yetiştirenlere
verilen ünvandır. MAKBUL : "Gözde" MAKTUL : "Öldürülmüş" MEHD-İ ULYA-YI SALTANAT : "Büyük
saltanat beşiği". Diğer bir ismi de Valide Sultan'dır. MEKRİ : "Kurnaz" MEST : "Sarhoş".
II. Selim'e verilmiştir. MIRAHOR : "Ahırların muhafızı". "Emir-i Ahur"dan gelmedir. MİRZA
: "Şehzade". İran ünvanıdır. MUHASSIL : "Vergi tahsildarı" MUHSİN : "Bağışlayıcı"
MUHTEŞEM : Avrupalılar tarafından I. Süleyman'a verilen ünvandır. Türkler kullanmazlar. MUID
: "Okulda düzeni sağlayan" MUSAHİP : "(Padişah'a hususi işlerinde) Yardım eden" ve daha
geniş ifadesiyle "Gözde". MÜVERRİH : "Tarihçi" NEBİL / NEBİLE : "Prens/Prenses". Mısır
ünvanıdır. NAİB : "Vekil". NAKKAŞ : "Dekoratör" NAMZET : "Aday". Henüz tam olarak
evlenmemiş, nişanlı olan padişah kızlarına verilen ünvandır. NİŞANCI : "Saltanat
mührünün muhafızı". OĞUZ : "Temiz" veya "Genç erkek" OSMANCIK : "Küçük Osman". I. Osman için
kullanılmıştır. PADİŞAH : "Hükümdar". İran kaynaklı bir ünvandır. Sultanların
çok fazla arzu ettikleri en yüksek makamdır. Herhangi bir kimse tarafından sultanla eş anlamlı olarak
da kullanılabilir. Son döenmlerde Fransız Kralları için de kullanılmıştır. PALABIYIK
: "Kavisli uzun bıyıklı". PARE : "Parça". "Hezarpare" ve "Şekerpare"de olduğı gibi.
PEHLİVAN : "Şampiyon", "Güreşçi". I. Mehmed'e verilmiştir. REİSÜ'L-KÜTTAB : "Katiplerin
Reisi". RUM : "Rumeli". Temelde Roma ve Roma İmparatorluğu içinde kalan yerleri ifade eder. Böylece Anadolu
Selçukluları, İran Selçıklularımdam ayrılmışlardır. Ayrıca "Rum Beylerbeyi" altında
Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa eyaletlerini de temsil eder. SAHİB-KIRAN : "Her zaman başarılı
Hükümdar". I. Süleyman ve IV. Murad'a verilen ünvandır. SAİBÜ'L-AŞERETİ'L - KAMİLET : "On
numarayı tamamlayan". Onuncu sultan olduğu için I. Süleyman'a verilmiştir. SANCAK : Büyük Bayrak. Eyalet.
SANCAK BEYİ : Eyalet İdarecisi. SARHOŞ : II. Selim'e verilmiştir. SARI : Sarı,
Soluk. II. Selim'e verilmiştir. SARIKÇI : Sarık yapan SEDEF-İ DÜRR-İ HİLAFET : "Hilafet
incisinin sedefi". Bir diğer ünvanı da "Valide Sultan"dır. SEMEN/SEMİZ : Şişman SERASKER
: Ordu komutanı SEYYİD : Peygamber soyundan gelen SİLAHDAR : Silahları muhafaza eden
memur. Sultanın hususi görevlilerinden biri. SİPAHİ : Atlı asker SOFU : II. Bayezid'e
verilen ünvandır. SULTAN : Prens. En az üç farklı kullanımı vardır. En geçerlisi, 'devletin
başı" olarak kullanımıdır. "Sultan Han Murad"da olduğu gibi "Han" ile birlikte "Şehzade"lik
ifadesi anlamında da kullanılmıştır. Bu şekli genellikle padişah oğulları içindir
ve özellikle de II. Mehmed döneminden sonradır. bununla beraber eğer isimden sonra kullanılmışsa
o ismin "Prenses" olduğunu ifade eder: Fatma Sultan'da olduğu gibi. Yine "Haseki" ve "Valide" kelimleri ile de birleştirilerek
kullanılmıştır. SULTANÜ'L-GUZAT : Gaziler sultanı. İlk dönem ünvanıdır. I.
Murad ve diğerlerine verilmiştir. SULTANZADE : Prenses oğlu. Padişah kızlarının
oğullarına veya erkek torunlarına verilen ünvandır. ŞAH-I ALEM-PENAH : İmparator, Dünyanın
barınağı. Padişahın üstünlük ünvanlarından biridir. İran menşe'lidir. ŞAHİN:
Sokullu Mehmed Paşa'ya verilmiştir. ŞAHZADE/ŞEHZADE : Padişahın oğlu. I. Mehmed
ile başlayarak padişahların oğullarına verilmiştir. ŞEHİD : Savaşta dini
uğruna ölen kişi. I. Murad ve II. Osman'a verilmiştir. ŞEHRİ : "Şehirli" ŞEYH
: Edebali'ye verilmiştir. ŞEYHÜLİSLAM : "Müfti". Halifenin altında olup İslam'ın
başkanıdır. ŞÜCAEDDİN : "Dinin kahramanı". Orhan'a verilen ünvandır. TAVAŞİ
: "Hadım" TAVİL : "Uzun". Sokullu Mehmed Paşa'ya verilmiştir. TEKFUR : "Kral". Ermenice
"Tagavor"dan alınmıştır. TIRNAKÇI : "Dolandırıcı" TİRYAKİ : Genellikle
uyuşturucu veya sigara tiryakiliği için kullanılır. UĞURLU : "Şanslı" VALİDE
: "Anne". VALİDE SULTAN : "Prenses Anne". Saltanatları döneminde padişahların annelerine verilen
ünvandır. XVI. yüzyılda girmiştir. VELİ : II. Bayezid'e verilen ünvandır. VELİAHT
: "Tahta geçecek şehzade". Tahta geçecek kişi için son dönemde kullanılmıştır. Ancak 1876
Anayasası tahta çıkacak şehzadenin "en yaşlı erkek evlat" olmasını belirleyinceye ve diğer
şehzadeleri reddedinceye uygulanamamıştır. Hatta VI. Mehmed'e "Veliahd-ı Sani" (Tahtın ikinci
varisi) ünvanı verilmişti. Benzer bir makam, Kırım Hanlarından Nureddin'e de verilmiştir. VEZİR
: "Bakan". "Ağır sorumluluk yüklenen". VEZİR-İ AZAM : "Başbakan", "Baş vezir". Bir
diğer formu da "Sadr-ı Azam"dır. VOYNUK : "Bulgar savaşçısı" VOYVODA : "İdareci".
Moldavya ve Lehistan prensliklerinden birinin yöneticisine verilen ünvandır. YAĞLIKÇI : "Yağlık
satan" YAVUZ : "Yiğit". I. Selim'e verilmiştir. YENİÇERİ : "Yeni askerler." Meşhur
Yeniçeri Ocağı mensupları. YILDIRIM : I. Bayezid'e verilmiştir. ZADE : "-oğlu". Genellikle
"…ın soyu anlamında genişletilmiştir.
|